entarileri (161)

  1. onu daha çok merak ediyorum yine yapiomu acaba
    #459508 Son of Anarchy | 03/04/2015 15:17
     
  2. misfits dizisinde bir karakter
    #459486 Son of Anarchy | 03/04/2015 14:05
     
  3. 1 ) ak parti seçim kazanamaz 2 ) namus cinayeti
    #459474 Son of Anarchy | 03/04/2015 13:16
     
  4. Ülkeyi kapatıp açsak kendine gelir mi dediler kapadılar ayarlar tamamen bozuldu.
    #459120 Son of Anarchy | 02/04/2015 22:23
     
  5. girmeyin de göreyim .
    #458858 Son of Anarchy | 02/04/2015 19:12
     
  6. açık ve net kendini savunan kitleye de bakarsak artık tüm türkiye terörist olduğunu biliyor
    #458797 Son of Anarchy | 02/04/2015 17:10
     
  7. www.facebook.com/...link köylü savcıyı şehit eden teröristin cenazesini istemiyor .
    #458738 Son of Anarchy | 02/04/2015 14:38
     
  8. vel kam tu cehennem!!!
    #458734 Son of Anarchy | 02/04/2015 14:28
     
  9. vel kam tu cehennem!!!
    #458711 Son of Anarchy | 02/04/2015 13:10
     
  10. hadi la bir nostalji yapalım
    #458548 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:39
     
  11. www.youtube.com/...link
    #458543 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:34
     
  12. sürrealist yaklaşırsak erkan can maymunu temsil ediyor olabilir ?
    #458541 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:32
     
  13. memeler bana emesim gelir dudağım yara yine yaratıcılığımın zirvesindeyim
    #458540 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:31
     
  14. bütün tecavüz suçluları ve torbacıları bırakın ve kaçmam için bir bugatti verin yoksa yemin ederim öldürürüm çaydanlığı
    #458536 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:26
     
  15. şakam yok yaparım
    #458533 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:23
     
  16. haahahaha gece gece hiç güleceğim yoktu dostum iyi oldu
    #458530 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:20
     
  17. bakıyorsun amına kodumun tek kaşına kılıksızına yanında hatun var ne bilim devrimci aşk falan marx lenin falan devrimci hatunlar eklesin .
    #458526 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:13
     
  18. Polis bugün İ.Ü.'de polis şiddetini protesto eden öğrencilerin gözaltına alınışını protesto etmek için basın açıklaması yapan öğrencilerin gözaltına alınmasından sonra gözaltına alınan öğrencileri Emniyet Müdürlüğü önünde bekleyen öğrencileri de gözaltına alarak rekora koştu...
    #458524 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:12
     
  19. Dhkp-c kendilerince haklı bir eylem gerçekleştirdiler ama hesaba katmadıkları bir şey vardı. Yandaş medya. Akp bu olayı kendi lehine çoktan çevirdi. Sanıyorlar ki Çağlayan Adliyesinde yaşanan olayda Akp nin parmağı var. Çağlayan Adliyesinde yaşanan olayda bence Akp nin parmağı filan yok. Olayı gerçekten Dhkp-c üstlendi. Dhkp-c bazı taleplerde bulundu. Bunlardan bazıları ise şöyle -Berkin Elvan'ın katillerinin 70 milyonun önünde suçlarını itiraf etmesi. -Berkin Elvan'ın katillerinin bir an önce halk mahkemelerinde yargılanıp cezalandırılması. -Katillere emri verenlerin cezalandırılması. -Taleplerinin 3 saat içinde yerine getirilmemesi durumunda rehineyi infaz edecekleri. Eğer Akp'nin bu işte bir parmağı olsaydı, bu savcıyı rehin alan şahıslar böyle bir talepte bulunmazdı. O yüzden Akp nin parmağı vardır gibi komplo teorilerinizden vazgeçebilirsiniz. Akp bunu çok iyi kullandı ve "bizim iktidar olacağımızı biliyorlar ve bize kumpas kurmaya çalışıyorlar." süsünü vererek yine yandaşlarına bunu inandırmayı başardı. Üzerine tuzu biberi olsun diye uydurma bir ses kaydı yapıp bunu yandaşlarına servis etti. Peki muhalefet partileri ne yaptı ? "Dhkp-c ile Akp ittifak mı yaptı ?" "Savcıyı rehin alanlar Akp nin tuttuğu adamlar mı ?" "Otopsi raporu niye yok ?" "Soruşturmayı yürüten savcı neden öldürülsün ki? Olaylar gün yüzüne çıkacağı için mi Akp böyle bir girişimde bulundu?" Sonuç: Evli ve çocuğu olan Savcı öldürüldü. 2 Dhkp-c li öldürüldü. Muhalefetin kafası bulandırıldı. Elvan ailesinin acısına bir acı daha katıldı. Kazanan yine Akp oldu. Durduk yere Akp nin eline koz verdiren Dhkp-c ise şimdi ne yapıyor muamma. İyi uykular.
    #458520 Son of Anarchy | 02/04/2015 02:10
     
  20. Orhan Veli; belediyenin açtığı çukura düşmüş, beyin kanaması geçirdiğinin farkına varmamış. İki gün sonra hastaneye kaldırılmış ve hayata gözlerini yummuş. Charles Bukowski; yıllarca babasından ustura kayışıyla dayak yemiş, lise yıllarında aylarca vücudunun her yanını kaplayan yaralar yüzünden tedavi görmüş ve sargılarla yaşamıştır. Alkolü ve kadınları çok seven yazar kanserden ölmüştür. Son sözlerinden biri “yaşamayı denedim,pişman değilim ama siz denemeyin” olmuştur. Romain Gary; annesi eşyalarını satarak ya da el falı bakarak büyüttüğü oğlunun ileride büyük bir yazar olacağına inanıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nda pilottu, sonra diplomat oldu. İkinci eşi bir oyuncuydu kendisini aldattı ve terk etti, kısa bir süre sonra da intihar etti. Gary onun intiharından bir yıl sonra silahla yaşamına son verdi. Maksim Gorki; çocukken büyük babasından acımasızca dayaklar yemiş, yoksulluk çekmiş, annesinin yeni eşine bıçakla saldırmış, çok işte çalışmış, 19 yaşında kalbine tabanca dayayıp ölmek istemiş ama kurşun ciğerini delince ömür boyu sürecek bir vereme yol açmıştır. Lenin ile dostluk kurmuş, tabutu Stalin tarafından taşınmış bu yazar 68 yaşında ölmüştür. Rimbaut; şizofrendi. Şiirde sembolizmin atası kabul edilir. Çocukken saçlarını uzatan annesi onu bir kız gibi yetiştirmiştir. Defalarca evden kaçmıştır. 16 yaşında kaçtığı Paris'te bir grup askerin tecavüzüne uğramıştır.Daha sonra Paul Verlaine ile eş cinsel, kavga gürültü dolu bir ilişki yaşayacak ve onun genç karısından ayrılmasına neden olacaktır. Sonra ailesinin yanına döner, ahırda karanlıkta yaşar ve yazar… Dizinde çıkan bir tümör nedeniyle bir bacağı kesilir, birkaç ay sonra ölür. Franz Kafka; anlayışsız, sürekli bağıran bir baba ve sessiz bir annenin çocuğuydu. Babasının zoruyla hukuk okudu. 41 yaşında yıllarca çektiği ciğer hastalığından öldü. Mektupları ve kitaplığına gestapo el koydu.. Balzac; günde 50 fincan kahve içer, içmediğinde ise kahve çekirdeği çiğnermiş. Yazı yazarken kafasına kalınca bir atkı bağlar ayaklarını bir leğen suyun içinde tutarmış. Wirginia Wolf; Manik-depresif teşhisi konulmuş,bir keresinde manik anında 48 saat konuşmuştu, yazılarını ayakta yazan yazar kibirliydi. Yahudiler konusunda ırkçı tutum sergilemiş, aşkı bir kadında bulmuş ama yalnızca kocası ile mutlu olabilmişti. Ceplerine koyduğu çakıl taşları ile evinin yakınındaki ırmağa girmiş ve intihar etmiştir. Sergey Yesenin; Rus şair, mürekkep bulamayınca kolunu kesmiş buradan akan kanla şiirini yazmıştır. O gece kendini asıp ölmüştür. Dostoyevski; epilepsi hastası, homofobik ve iflah olmaz bir kumarbazdı. Oğuz Atay; sevdiği kadına yakın olabilmek uğruna karısından boşanıp sevdiği kadının kocasıyla arkadaş oldu evlerine daha sık gidebilmek için. Salinger; yaklaşık kırk yıl evinden dışarı adım atmadı, tek bir kare bile fotoğrafı çekilemedi. Yusuf Atılgan; Türk Edebiyatının kilometre taşları sayılabilecek iki büyük eseri yazdıktan sonra (Anayurt Oteli ve Aylak Adam) insanlara küstü, bir köye yerleşip otuz yıla yakın neredeyse tek bir sansür bile yazmadan çiftçilik yaptı. Althusser; elli yıldır birlikte olduğu ve taparcasına sevdiği karısı Helen’i bir sabah yanı başında uyurken elleriyle boğdu, bu sansür tan hayata daha fazla katlanmasına seyirci kalmaması için. Stephan Zweig; tıpkı Althusser gibi yaptı, tek farkla, o tabanca kullandı karısı ve kendisi için. Walter Benjamin; insan ırkına duyduğu güvensizlik Fransa sınırında kendi kafasına sıkmaya zorladı. Ernest Hemingway; yalancının tekiydi, Jean Genet gasptan tecavüze kadar bulaşmadık suç bırakmadı ve ömrünün yarısını hapiste geçirdi. Kierkegaard; çok sevdiği nişanlısı Regine Olsen'i terk etti, çok sevdiği için. Ömrü boyunca hep acı çekti bu yüzden ama soranlara da yaptığının doğru olduğunu söyleyip durdu. O kadar çok seviyordu ki Regine’i ve o kadar nefret ediyordu ki kendisinden, evlenip onun kendisine “maruz kalmasına” izin veremezdi!. Bir yerlerde bir terslik var ama nerede bilemiyorum... Farklı acılar çekince mi yazar olunuyor? Yoksa yazar olunca mı farklılaşıyor insan? Bence; büyük yetenek, acı ve duyarlılık bir arada olursa tam oluyor.
    #458383 Son of Anarchy | 01/04/2015 23:46
     
  21. açacak
    #458361 Son of Anarchy | 01/04/2015 23:28
     
  22. -Birinci görüş savcının polis tarafından öldürüldüğünü savunuyor.Olay anı ses kayıtlarından tutun, olay yerindeki haber muhabirlerinin anlattıklarına kadar pek çok veri bu görüşü doğrular nitelikte. Polisin “içeriden silah sesi geldiği için operasyon yaptık” iddiası çürütülüyor. -İkinci görüşse DHKP/C’nin uzun süredir MİT’in kontrolünde olduğu iddiası. Bu görüşü savunanlar DHKP/C ve öncülü DEV-SOL’un, geçmişte Dursun Karataş’tan itibaren diğer sol yapılar tarafından pek çok kez bu suçlamayla karşı karşıya kaldığını, Bedri Yağan grubunun tasfiyesinden beri de MİT’in örgüt içi hakimiyetinin sağlamlaştığını savunuyor. Örgütün son süreçte yaptığı hemen her eylemin iktidarın işine gelir nitelikte olması, seçime aylar kala Gezi ve CHP’nin terörle ilişkilendirilmek istendiği iddiası, sadece iki hafta önce savcının korumalarının çekilmesi bu görüşün kanıtları arasında. Peki hangi görüş doğru? Hemen her gün iktidarın yeni bir sahtekarlığının, kumpasının ortaya çıktığı bu ülkede şahsen her iki görüşün de doğru olduğuna inanıyorum.Sadece yandaş gazetelere bir göz atın; “Geziciler adliyeyi basıp savcıyı katletti” başlıklarını göreceksiniz. İki ay önce Fuat Avni hesabının MİT’in DHKP/C hücrelerini seçim öncesi aktifleştireceğini iddia ettiğini de gözden kaçırmamak gerek. Bakalım seçime kadar daha ne oyunlar göreceğiz. Görünüşe göre Hakan Fidan’a Erdoğan’ın gerçekten de çok ihtiyacı varmış.
    #458313 Son of Anarchy | 01/04/2015 22:31
     
  23. bu ülke sürekli aynı yanlışı yaptığından yeniliyor. proleterya devrimini proleteryasız üniversite talebeleriyle yapmak.
    #458271 Son of Anarchy | 01/04/2015 22:05
     
  24. 31 Mart'tan sonra bu ülkeden hiç umudum kalmadı .
    #457965 Son of Anarchy | 01/04/2015 17:27
     
  25. istanbul valisi'nin teröristlerin öldürüldükten sonra yaptığı açıklamada geçen harikulade cümle.
    #457749 Son of Anarchy | 01/04/2015 11:25