aig ve hardplayer sohbetleri

  1. 26
    Dunyayi tanimlamak dogru muydu?
    #225263 hardplayer | 09/09/2013 00:49
     
  2. 27
    dünya'yı tanımlamak bir zorunluluktu. tanımlamadığın şeyi anlayamaz, değiştiremezsin. hayatta kalmak için ise değiştirmen gerekiyor. mesela, hayvan öldürmek için dişin yoksa, keskin bir taş yapacaksın diyelim. öncelikle "keskin" taşların, keskin olmayan taşlardan farkını anlaman gerekiyor ki ne yapman gerektiğini bilesin. bir taş buldun yerde diyelim ve bir şeye vurdun, baktın ki o şeyde bir etki yarattı vurduğun taş. sonra başka bir taşla vurdun, ama o taş aynı etkiyi yaratmadı. senin istediğin etki ise ilk taşın etkisiydi. bu etkiyi yeniden yaratmak için aradaki farkı bulman gerekiyor. bunun için ise o taşı diğer taşlardan soyutlaman, tanımlaman gerekiyor.
    #225269 anoktainoktagnokta | 09/09/2013 00:51
     
  3. 28
    böyle böyle fark ediyorsun ki kenarı daha ince olan taşlar vurulduğunda ya da sürtüldüğünde kesiyor. eğer ben kesmeyen taşı da keser hale getirebilirsem, o zaman yerde keskin taş aramak zorunda kalmam. keskin taş yoksa aç kalmam.
    #225272 anoktainoktagnokta | 09/09/2013 00:53
     
  4. 29
    Kafayi toplayamiyorum kanka kiz yuzunden konulari saptiricam biraz. İmkansiz ask nedir? Ask ne? Ayrilik ne? İdare et su anda cok felsefik seyler bekleme
    #225289 hardplayer | 09/09/2013 01:00
     
  5. 30
    yani aslında kelime anlamlarına dalıyorum da çok geniş sormuşsun neremle cevap vereceğimi şaşırdım :) ben böyle çok nesnel düşündüğüm için soru çok geniş gelince cevap de çok uzun oluyor. cinsel aşkın ne olduğunu tanımlayabilirim o zaman cevaplamış olurum sanırım soruyu da önce yemek yiyip geleyim, sonra devam edelim..
    #225304 anoktainoktagnokta | 09/09/2013 01:04
     
  6. 31
    Bakir adama ne cinsel aski kanka :-D afiyet olsun
    #225307 hardplayer | 09/09/2013 01:05
     
  7. 32
    aşk, bir şeyi tutku ile sevmek demek. sevgi ise ihtiyaç duymaktan, bağlanmaktan gelmekte. müzik yapmayı severim örneğin. bunun bir çok sebebi olabilir ama benim sebeplerimden biri; kendimi ifade etme ihtiyacımdır. kendimi ifade etmeye çalıştığım insanlar ile beraber yaşıyorum, yani onlara kendimi ifade edemezsem nasıl yaşayacağım konusunda söz sahibi olamam demek bu. neden sanat ile ifade etmeye uğraşıyorum? çünkü sanat duygularla ilgilenir. duygu demek, duyulanmak demektir, yani bir şeyin duyularımız üzerinden bizde bıraktığı etki demektir. yani, eğer birine bir şeyin beni nasıl etkilediğini anlatırsam, bu bir yere kadar işe yarar. ama ona nasıl hissettiğimi "hissettirirsem" o zaman beni gerçekten anlar. sanat da bunu yapmaya yarıyor. tabi yalnızca kendi hissettiğini hissettirmen gerekmez. varmak istediğin sonuca göre herhangi bir etki bırakmaya çalışabilirsin. cinsellik ise canlılığın temel dürtülerinden biridir. canlılığın temel dürtüleri, en temel tek bir dürtünün kollarıdır: hayatta kalma dürtüsü. istediğin kadar beslen, barın, yine de öleceksin. eğer ürersen, durum değişir. canlı, üreyerek, kendini devam ettirir aslında. ve anladığımız anlamda ölmüş sayılmaz bana sorarsanız. insanda bu ölümsüzlük biraz değişiyor ama buna değinmeyeceğim şimdi. cinsel aşkın bir bölümünü açıkladım böylece. şunu da eklemek isterim ki cinsel aşkın aşırı keyif verici olmasının sebebi, yemek yemek kadar önemli ve temel bir ihtiyaç olmasından kaynaklıdır. birinin kokusundan hoşlanmak örneğin, bedeninizin sizi sekse davet etmesidir. diğer bölümü ise insanın toplumsal doğasında yaşadığı ilişkilerdir. insanın emek ve düşünce birikimi on bin yılda geliştiği ölçüde, bireyler arasında kurulan ilişkiler de değişip dönüşmüş, gelişmiştir. ve insan başka insanlara muhtaçtır, toplumsal bir canlıdır. insanlığı dahi insandan öğrenebilir ancak. buradan nereye varmak istiyorum? arkadaşlarımızın, dostlarımızın, ailemizin önemini anlatmak istiyorum. bütün bu yaşama savaşında bize destek olan, bizi dinleyen, anlamaya uğraşan, bizi bize anlatan, bizimle üreten, çalışan, didinen yani kısaca bizimle beraberce yaşayan insanlar olmasa insanlık da olmazdı. işte, bu ikisinin toplamı bireysel cinsel aşkı meydana getiriyor. aslına bakarsan cinsel aşk bir çok toplumda bir çok farklı çeşitte örgütlenmiştir tarih boyunca. bana sorarsan bir çoğuna doğru ya da yanlış denemez. bana sorarsan "bütün bu yaşama savaşında bize destek olan, bizi dinleyen, anlamaya uğraşan, bizi bize anlatan, bizimle üreten, çalışan, didinen yani kısaca bizimle beraberce yaşayan insanlar olmasa insanlık da olmazdı" cümlesine uygun yaşanan her ilişki -isterse düşmanlık olsun- doğrudur.
    #225639 anoktainoktagnokta | 09/09/2013 03:01
     
  8. 33
    İliskilerde dogruluk garpi bir kavram. Hep toplum tarafindan sekillendiriliyor. Mesela hala kizlari bir erkegin elini tuttu diye doven aileler var bana gore ise iliski yasanan kisiye verilen deger onemlidir. Bu kadar degiskenlik icerisinde canlilari ozgur birakmak en dogrusu degil mi
    #225668 hardplayer | 09/09/2013 03:13