kahve

  1. 11
    Kökeni etiyopya'dır. buradan yemen'e ve arabistan'a oradan da avrupa'ya geçmiştir. Önceleri yemek yapılan bir bitkiydi. Kimi tarikatlar ve cemaatler dini ritüllerini gerçekleştirmeden özce uyanık ve dinç tuttuğu için kahve içmişlerdir. hakkında birçok efsane vardır bunlardan biri peygamberin içtikten sonra sağlığına kavuşmasıdır. bir diğeri ise bir çobanın kahve yiyen koyunların geceleri uyumadıklarını gözlemlemesidir. 40 yıl hatrı olan kahvenin neden 40 yıl hatır barındırdığıyla ilgili de efsaneler mevcuttur. yine bunlardan biri rum ve türk arasında geçen bir öyküyü anlatır. “Bir gün kahvehanesine bir yeniçeri gelip, – Hey arkadaş!. Hep müşterilerine birer kahve yap, lakin şu kâfire yapma, demiş. Kâfir dediği de bir köşede oturup nargile içen bir Rum gemi kaptanı imiş. Âma hiç şüphesiz ki o zaman gözü açık, birer kahve yapıp vermiş. En sonra da iki kahve yapıp, – Kaptan, biz de seninle içelim!.. diye Rum müşterinin yanına oturmuş. Yeniçeri, – Heeyy!.. Ben sana o kafire kahve yapma diye tenbih etmedim mi? deyince kahveci de, – Kaptana yaptığım kahve senden değil, ocaktandır ağa!.. cevabını vermiş. Aradan zaman geçmiş. Sisam adasında büyük bir isyan baş göstermiş. Kahveci de yeniçeri ocağında kayıtlı asker olduğu için adaya sevk edilmiş. Askerin arasında şuyû bulduğuna göre Sisam’da asi olan Rumlar, ele geçirdikleri Türk esirleri bir meydanda müzayede ile satarlar, arttırıp alan da hemen boğazlayıp kesermiş. Müzayede ile esir satmaktan kasıtları da, isyan hareketini beslemek için bir nevi yardım toplamakmış. Gün gelmiş, Yemiş İskelesi’nin kahvecisi de Rumların eline esir düşmüş ve diğer esirlerle birlikte o meydanda satışa çıkarılmış. İstekliler kaç kişi ise karşılarına dizilmişler, bekleşirlermiş. O sırada tepeden tırnağa silahlı bir Rum gelmiş. Bunları gözden geçirdikten sonra bir iskemleye oturmuş. Müzayede de başlamış. İlk, bir paradan başlarlarmış. Bir anda beş paraya, on paraya kadar çıkarmış. Sıra kahveciye gelince iskemlede oturan o silahlı adam yekden, – Beş kuruş!.. diye bağırmış. Arttıran olmayınca da esiri alıp bir muhafız nezareti altında şehirden çıkarmış. Zavallı kahveci, “Beni beş kuruşa aldığına göre kim bilir ne gibi işkencelerle öldürecek!?..” diye düşünürken, ıssız bir yerde o silahlı Rum, – Korkma, demiş, sen beni tanımadın ama ben seni tanıdım. Hani bir yeniçeri bana hakaret ettiği zaman sen onu dinlemeyip bana kahve ikram eden Yemiş İskelesi’ndeki kahveci değil misin? diyerek kucaklaşıp öpüşmüşler. Bir fincan kahvenin hatırını sayanlardır ki asi de olsa, şakî de olsa mert adamdır.” ne kadar doğrudur bilinmez. ama 40 yıl hatrı olmasının altında yatan sebebin üretiminin zahmetli oluşu olduğu da söylenenler arasındadır.
    #505467 yollu hasan usta | 09/01/2017 03:44
     
  2. tümünü gör